Dişeti hastalıkları, dişe tutunan ve bakteri plağı olarak adlandırılan saydam bir
tabakanın dişe zaman içinde zarar vermesi sonucu oluşan iltihabi hastalıkların
bütünüdür. Bu plakta ortalama 400 milyon civarında bakteri yaşamaktadır. Bu hastalıklar
diş etinizi, kemiğinizi ve genel olarak ağız içindeki yumuşak dokuları tehdit eder. Bu
hastalıklar içinde en çok görülen bakterilerin yol açtığı ve tedavisi nispeten daha
kolay olan hastalıklardır. Bu hastalığa gingivitis denilmektedir. Unutulmamalıdır ki diş
eti hastalıkları ne kadar erken teşhis ve tedavi edilirse zararı da o kadar büyük oranda
önlenmiş olur. Çünkü bu hastalığın bir üst noktası periodontitis adı verilen ve diş
kemiğinin etkilenmesine yol açan hastalıktır.
İlk seviye diş eti hastalıkları kendisini diş etinde kanama, kızarıklık ve ağız
kokusuyla gösterir. Erken teşhis edilen bu hastalık basit bir tedavi yöntemiyle tamamen
iyileştirilebilir. Fakat tedavi edilmezse diş kemiğinde erimeye yol açan ve
periodontitis adı verilen rahatsızlık ortaya çıkmaktadır. Bu safhada bütün dokularda ve
hatta alveol kemiğinde kayıplar meydana gelir. Bu aşamada diş kemiği ile birlikte kökün
çevresindeki dokular da kaybedilebilmektedir. Diş eti hastalıklardan kurtulmanın en
güzel yolu daha oluşmadan koruyucu önlemlerin alınmasıdır.
Bu hastalıklar ilk önce kendisini diş eti kanamaları ile gösterir. Unutulmamalıdır ki
sağlıklı diş etlerinde kanama görülmez.
Yine kızarma, şişme ve diş eti hassasiyeti ve diş etlerinde çekilme diğer belirtilerdir.
Dişlerden ayrılan diş etleri ve açılmalar da hastalığın göstergeleridir.
Dişler arasında aralıkların oluşması, dişlerin sallanması.
Dişten gelen kötü kokulu iltihaplar.
Ağızda devamlı kötü bir koku oluşumu, kötü bir tat hissi.
Yemek yerken alt ve üst dişler arasındaki uyumsuzluk, diş eti rahatsızlıkların diğer
belirtileridir.
Dişeti hastalığı olan kişiler bu durumu erken tanı yöntemiyle teşhis ettiklerinde erken
tedavi olanaklarından yararlanabilmektedir. Erken tedavi olarak dişler üzerindeki plak
ve diş taşlarının temizlenmesini gösterebiliriz. Böylece dişler üzerinde birikerek
hastalıklara yol açan veya iltihap yapan maddeler de temizlenmiş olur. Bu tedavi
sonrasında diş etleri tekrar eski sağlığına kavuşur ve dişlerle uyumlu hale gelir.
Kişinin günlük diş bakımını aksatmaması tedavinin etkinliğini artırmakta ve sorunun
tekrarlama olasılığını da düşürmektedir. Erken teşhisin konulamadığı daha ilerlemiş
vakalarda ise cerrahi operasyonlar yapılmaktadır. Bu operasyonlardan bazıları
periodontal ceplerdeki diş taşlarının temizlenmesi ve cebin büzülmesini sağlayarak
eliminasyonunu sağlamaktır.
Bu tedavileri takip eden günlerde hasta düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeli ve hekimin muayene sonrasındaki önerilerine uyulmalıdır. Periodontal tedaviler elbette önemli ölçüde yarar sağlamakla birlikte diş bakımının yapılmaması veya diş etlerine özen gösterilmemesi sonucunda tekrarlayabilmektedir.